Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçundan Verilen BERAAT KARARI (4)
- Emin Hukuk Bürosu
- ANAYASAL DÜZENE VE BU DÜZENİN İŞLEYİŞİNE KARŞI SUÇLAR
- Read Time: 1 min
- Gösterim: 1158
Kahramanmaraş Ağır Ceza Mahkemesinde Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçundan açılan kamu davasında müvekkile verilen BERAAT kararı ile ilgili Yerel Mahkemenin gerekçeli kararı aşağıda gösterilmiştir. Sevgili okuyucularımız ve meslektaşlarımız yararlanabilirler. Sevgilerle...
T.C.
KAHRAMANMARAŞ
4. AĞIR CEZA MAHKEMESİ ***BERAAT***
DOSYA NO : 2018/321 Esas
KARAR NO : 2019/109
C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2018/1771
GEREKÇELİ KARAR
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
DAVACI : K.H.
SANIK : HACI ABDULLAH K.....N,
MÜDAFİİLER :Av. ÖMER FARUK ARDIÇ, İsmetpaşa Mahallesi 36010.Sokak Gülpak 2 Apt. Kat:3 No:5 46100 Dulkadiroğlu/ KAHRAMANMARAŞ
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
SUÇ TARİHİ / SAATİ : 02/03/2017
SUÇ YERİ : KAHRAMANMARAŞ
KARAR TARİHİ : 05/04/2019
Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan yargılama sonucunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Kahramanmaraş Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nun 16/03/2018 tarih ve 2018/1771 sayılı idddianamesiyle;"Sanığın Kahramanmaraş ilinde öğretmen olarak görev yapmakta iken terör örgütü ile iltisakı olduğu gerekçesiyle KHK ile ihraç edildiği, FETÖ/PDY örgütü ile iltisakı bulunup KHK ile kapatılan Aktif Eğitimsen sendikasına üye olduğu, yine örgüt ile iltisakı bulunup KHK ile kapatılan Elbistan Eğitimciler Derneği'ne üye olduğu, FETÖ terör örgütüne müzahir finans kuruluşu olan Asya Bank isimli finans kuruluşunda 25/01/2005 açılış tarihli hesabının bulunduğu, 2013 yılı Aralık ayında 16.599 TL, 2015 Haziran ayında 17.052 TL, 2015 yılı Eylül ayında 19.209 TL hesap hareketliliklerinin bulunduğu, Sanık hakkında 28/09/2016 tarihli ihbarda; şüphelinin FETÖ üyesi olduğunun belirtildiği, ihbarcının alınan ifadesinde; şüphelinin öğretmen olduğunu, 2017 yılı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermeyin, HDP'ye oy verin şeklinde konuşmalar yaptığını, Fetullah Gülen hakkında olumlu konuşmalar yaptığını, Cumhurbaşkanının haksız olduğunu, Fetullah Gülen'i savunduğunu, etrafındakileri örgüte ait okullara çocuklarını kaydettirmeleri için yönlendirdiğini beyan ettiği, Okul Müdür Yardımcısı Salman Malkoç'un alınan beyanında; sanığın Aktif Etimsen'e üye olduğunu, öğretmenler odasında hükümet aleyhine konuşmalar yaptığını, idare olarak kendisini uyardıklarını beyan ettiği, sanığın alınan ifadesinde; 2004-2009 yılları arasında Aksu Dershanesinde çalıştığını, Aktifsene üye olduğunu, Bankasya'da hesabının bulunduğunu, örgüt ile bağı olmadığını beyan ettiği, bu şekilde sanığın FETÖ/PDY örgütü içerisinde hareket ederek örgüt üyesi olduğuna dair, yukarıda belirtilen delillerden, sanığın üzerine atılı suçu işlediği yönünde kamu davası açılması için yeterli şüphe olduğu anlaşılmakla" sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği iddiasıyla mahkememize kamu davası açılmıştır.
SAVUNMA:
SANIK HACI ABDULLAH K......N 02/10/2018 TARİHLİ CELSEDE ALINAN BEYANINDA: " Ben Erzurum Atatürk üniversitesi Fen Edebiyat fakültesine 1887 yılında okumaya başladım 1991 yılında okulu bitirdim. Okul bittikten sonra 1992 yılında Bingöl ´de imam Hatip lisesinde göreve başladım, 2 yıl sonra Kahramanmaraş´a geldim, 2011 yılına Mehmet Gümüşer Anadolu lisesine tayin oldum, açığa alındım, 1 Eylül 2016 tarihi itibari ile de ihraç oldum. Ben Elbistan Eğitimciler derneğine üye olduğumu ilk defa sizden duyuyorum. Ben Elbistan ilçesinde hiç çalışmadım. Ben Elbistan Eğitimciler derneğine hiç üye olmadım.Ben 6 yıl Eğitim Birsen Türkoğlu şubesinde yönetim kurulunda çalıştım. Daha sonra istifa ettim. Mehmet Gümüşer Anadolu lisesine gelmiştim, oradaki arkadaşlar sendika üyeliğim olmadığı için bana boşta kalmamamı sendikaya üye olmamı söylediler, yönlendirdiler, bende emekliliğimin yaklaştığını söyledim ancak sendika ücreti vereceklerini söyledikleri için bizde dayanamadık, 2012 ya da 2013 yılında Aktif Eğitim Sen sendikasına üye oldum. Aktif Eğitim sen sendikası ne zaman açıldı ne zaman kapandı bilmiyorum. Aktif Sen üyeliğim 15 Temmuz darbe girişimine kadar devam etti. Ben bu sendikanın hiç bir faaliyetine katılmadım. Ben bu sendikanın fethullah gülen cemaati ile bağı olduğunu bilmiyordum.
Ben maaşımı en son görev yaparken Halk bankasından alıyordum. Daha önce Yeşilyöre Çok programlı lisesinde görev yaparken iş bankasından maaşımı alıyordum, yani farklı bankalardan maaşımı aldım. Devletimiz bizi nereye yönlendirdiyse bizde maaşımızı oradan aldık. Tarih olarak ne zaman olduğunu bilmiyorum ancak o günün şartlarına göre para transferi yapmak için Bank Asya´dan hesap açtırmıştım. Yakın akrabalarıma ya da başka bir şehre para göndermem gerekti, başka bankadan da yapılabilirdi, ancak o anda orayı tercih ettim. Bank Asya hesabını yatırım amacı ile kullanmadım. Daha önce kayınvalidem vefat etmeden önce tarla parası vardı, bu parayı bize güvendiği için tarlayı sattıktan sonra bize verdi, faizsiz bankaya yatırın dedi, bizde diyanet başkanlığının altında bir banka olduğu için bank asya´ya yattık, kendisi vefat etmeden öncede bu parayı çektik kayın valideme iade ettik. Bank Asya´da açılan katılım hesaplarından bilgim var. Bu bankanın aylık kar payı olduğu için bazen o ay denk gelmediğinde para giriş çıkışı yapılmış böylece her seferinde farklı para yatırılmış hesap açılmış gibi görünüyor. 11/02/2015 - tarihinde 3,500 TL , 22/ 04/2015 tarihinde katılım hesabını ben açtım. 18/11/2015 Tarihinde açılan hesap , Ben Bank Asya hesabımı yaklaşık 2016 tarihine kadar kullandım, ancak yeni para yatırmadık, kayın validemin parasıydı bunu da kayınvalideme yardım amaçlı yatırdım, bize en yakın banka olması nedeni ile götürdük yatırdık. Ben Bankasya dan kimlere para gönderdiğimi şu an da hiç hatırlamıyorum, tahminimce yakın akrabalarımdı. Benim bu para transferlerini terör örgütüne para finansmanlığı olarak yapmadım. Bunca yıllık öğretmenlik hayatımda devletime milletime asla ihanet etmedim. Bundan sonrada devletime bir ihanetim olamaz. Amirlerimden defalarca ödüller aldım, kitaplar çıkardım, bu şekilde fetö ile suçlanmam beni en çok üzen durumdur.
Bank Asya´ya ait kredi kartı kullandım, bunun yanında Halk bankasından da kredi kartı kullandım. Ben ne devletime ne milletime kasıt amaçlı bunu yapmadım, yapmam mümkün değildir, terör örgütü olduğunu bilseydim böyle kurumların yanından dahi geçmezdim. Harcamalarda geçen Cihan Medya olarak geçen ayrıntılar zaman zaman aldığım zaman gazetesine ilişkindir, ancak aldığım tarihleri hatırlamıyorum. Sadece zaman gazetesi almıyordum, diğer gazeteleri de zaman zaman aldığım oluyordu, mesleğim gereği okuyordum. Benim bankasyadan bireysel emeklilik hesabım da mevcuttu. Faydalı olur diye olduk ancak paramızı da alamadık, Ben bu bankanın fethullah gülen cemaati ile olan bağlantısını bilmiyordum. Sonradan öğrendim, 2015 yılında öğrenmiş olabilirim. Kasti bir amacım olmadığı için hesap hakkında bir şey yapmayı düşünmedim, nerden bilebilirdim ki devletimize milletimize sonradan 15 Temmuz hain darbe girişimi yapacaklarını, bilemedim.
2008 yılında yaklaşık bir ay kadar 2 öğretmen 15 öğrenci olarak Danimarka´ya gittik, bir projemiz vardı, Leonardo Di vince projesi vardı, bir hocamla birlikte gittik.
Cafer Ceyhan Mehmet Gümüşer anadolu lisesinde görev yaptığım her gün görüştüğüm bir arkadaşımız, Mesut Aktürk kızımın öğretmeniydi bu şahısları bu nedenlerle tanıyorum.
Mehmet Demirci,Kudret Sökmen,Özkan Tuncer, Rasim Ayaz, Zekeriya Başaran isimli şahısları tanımıyorum. Telefon kayıtlarını inceleyip yazılı beyanda bulunmak istiyorum.
Benim zaman gazetesi aboneliğim olmuştu, benim gazete aldığım dönemlerde en büyük traja sahip gazete zaman gazetesiydi, yine farklı gazetelerde okuyordum, devletimizin kanununda bunlar bir vatandaşlık kanuna uygundu, ama şimdi yapar mısınız derseniz mümkün değildir, çünkü terör örgütü olduklarını gördük, benim için böyle bir suçla buraya çıkmak benim için çok üzücü, bütün hayatım tertermiz ve bir sabah uyanıyorsunuz ihraç edilmişsiniz, benim aklımın inflak ettiği dönemdir, çok şükür devletimize bir şey olmadı, hiç bir yanlışa hiç bir terör grubuna bulaşmadım, ömrümüzü bu güzel memlekette bitiririz diye düşünüyorum. Himmet, kurban, burs adı altında herhangi bir yere bağış yapmadım, cemaate ait herhangi bir sohbet veya toplantıya katılmadım.
Benim FETÖ/PDY ile bağlantım yoktur, öncelikle beraatime karar verilmesini, Mahkeme aksi kanaatte ise lehime olan tüm kanun hükümlerinin uygulanmasını talep ediyorum. Hakkımda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine rızam vardır."şeklinde savunmada bulunmuştur.
SANIK HACI ABDULLAH K....N 04/12/2018 TARİHLİ CELSEDE ALINAN SAVUNMASINDA:" Tanığın beyanlarını kabul etmiyorum, tamamıyla bunların hepsi iftiraya dayalı sözlerdir, 24 senelik bir öğretmen olarak devletimizin kanunlarını da biliyorum, hele ki Cumhurbaşkanımıza karşı böyle bir ifadede bulunmam benim akıldan noksan olmamı gösterir, zaten yazılı savunmamda da söylemiştim, beyanları iftiradır, seçimlerde yönlendirme yapmadım, bu şekilde konuşmalar da yapmadım, böyle bir şeyin olması mümkün değildir, bir kişi tek başına çıkıp böyle bir konuşma yapması mümkün değildir, kuru bir iftiradır, Ali Rıza Çam´ın bana ve akrabalarıma karşı duyduğu kinin, nefretin, çekememezliğin sonucudur, benim akrabalarımı işe aldırdığımı varsa kanun ıspatlasın beni de Kıbrıs meydanında ipe assın, kanuna karşı boynum kıldan ince, akrabalarımdan kardeşlerimden müdür yada devletin kademelerinde olan yoktur, Ali Rıza Çam ile aramızda babama karşı geçmişten beri öldürmeye kadar gidecek şekilde husumeti mevcuttur, bunu çevrede biliyor, rahmetli babası da bunu babama bizzat söylemişti, tanığın bu kininin nedeni çekememezliktir, bizim kabile geçmişten beri varlıklıdır, enaniyet söz konusudur," şeklinde savunmada bulunmuştur.
SANIK HACI ABDULLAH K......N 12/02/2019 TARİHLİ CELSEDE ALINAN SAVUNMASINDA:" Bana göstermiş olduğunuz fotoğraflardaki Taner Ay´ın Hacı Abdullah K.... olarak söylediği kişi benim, yine fotoğraflardaki kişiler okulda birlikte çalıştığımız Emre Küçük, Bülent Hoca, Orhan Bayram, Fikret Hocam (felsefe hocası)´dır. Bu ortam okuldaki arkadaşlarımızla zaman zaman kendi aramızda yaptığımız toplantı ve sohbetlerdir, bu sohbetler Fethullah Gülen'le, onun cemaatiyle alakalı bir toplantı değildi. Her meslekte iş arkadaşları ile yapılan bir toplantı gibi bir şeydi, cemaat tarzı sohbet ortamı değildi. Maklubemizi, yemeğimizi yedik, çayımızı içtik, burada devletimize milletimize karşı bir şey yapmadık." şeklinde savunmada bulunmuştur.
SANIK HACI ABDULLAH K.....N 05/04/2019 TARİHLİ CELSEDE ALINAN SAVUNMASINDA:" Mütalaayı kabul etmiyorum, ben hiç bir şekilde bir terör örgütüne geçmişte de yardım etmedim, bundan sonrada yardım etmem, ben terörü Bingöl´de bizzat yaşadım, en yakın arkadaşım şehit oldu, beraatime karar verilmesini talep ederim.
Kesinlikle bu zamana kadar ne teröre ne teröriste yardım etmedim, bundan sonra da etmeyeceğim, 24 yıllık öğretmenlik hayatımda bir yanlışım olduysa beni meydanda assınlar, ben vicdanen rahatım, 4 evlat yetiştirdim, hiç birinin ne devlete ne millete zararı olmamıştır, suçlamaları kabul etmiyorum, beraatime karar verilsin." şeklinde savunmada bulunmuştur.
Yargılama sonucunda;
İDDİA MAKAMI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA: " Kovuşturma dosyası ile sair tüm evrakın incelenmesi ile yapılan yargılama sonucuna göre;
Sanık Hacı Abdullah K....n hakkında her ne kadar FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma suçundan dava açılmışsa da; Yerleşik Yargıtay kararlarına bakıldığında örgüt üyeliği suçunun oluşabilmesi için;''örgüte üye olanlar,örgütte kurucu veya yönetici konumunda olmayan,örgütün amacına yönelik nedensel hareketi olan,örgüt disiplinine sıkı bağlı,örgüt hiyerarşisi içinde yer alan kişilerdir.Örgüt üyeliği,örgüte katılmayı,bağlanmayı,örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir.Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır.Organik bağ,canlı,geçişken,etkin,faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup üyeliğin en önemli unsurudur.Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de,örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır.Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark,örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Sanık Hacı Abdullah K.....'ın Kahramanmaraş ilinde öğretmen olarak görev yapmakta iken terör örgütü ile iltisakı olduğu gerekçesiyle KHK ile ihraç edildiği,
FETÖ/PDY örgütü ile iltisakı bulunup KHK ile kapatılan Aktif Eğitimsen sendikasına 26/11/2012 tarihinden sendikanın KHK ile kapatıldığı tarihe kadar üye olduğu, yine örgüt ile iltisakı bulunup KHK ile kapatılan Elbistan Eğitimciler Derneği'ne üye olduğu,
FETÖ terör örgütüne müzahir finans kuruluşu olan Asya Bank isimli finans kuruluşunda 25/01/2005 açılış tarihli hesabının bulunduğu, 2013 yılı Aralık ayında 16.599 TL, 2015 Haziran ayında 17.052 TL, 2015 yılı Eylül ayında 19.209 TL hesap hareketliliklerinin bulunduğu,
FETÖ terör örgütüne müzahir finans kuruluşu olan Asya Bank isimli bankaya bağlı kredi kartı ekstrelerinin incelenmesinde sanığın terör örgütü ile iltisaklı olan kuruluşlardan Işık Sigorta, NT Kırtasiye, Aksu Eğitim İşletmeleri, Asya Emeklilik, Cihan Medya Dağıtım lehine ödemeler yaptığının görüldüğü, Cihan Medya Dağıtım lehine düzenli ödemelerin sanığın Zaman gazetesine abone olduğunu gösterdiği,
Sanığın banka hesaplarındaki para hareketleri incelendiğinde hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçunda işlem yapılan kişiler ile para akışının sağlandığının görüldüğü,"
Sanık hakkında 28/09/2016 tarihli ihbarda; sanığın FETÖ üyesi olduğunun belirtildiği, ihbarcının alınan ifadesinde; sanığın öğretmen olduğunu, 2017 yılı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermeyin, HDP'ye oy verin şeklinde konuşmalar yaptığını, Fetullah Gülen hakkında olumlu konuşmalar yaptığını, Cumhurbaşkanının haksız olduğunu, Fetullah Gülen'i savunduğunu, etrafındakileri örgüte ait okullara çocuklarını kaydettirmeleri için yönlendirdiğini beyan ettiği,
Tanık Ali Rıza Ç..m alınan beyanında ; "Benim sanık Hacı Abdullah K....n ile akrabalık bağım yoktur, kendisi köylüm olur. Sanık 17/25 Aralık olayı sonrasında 16 Nisan 2017 refarandum seçimlerinde kesinlikle Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermeyin HDP'ye ve Selahattin Demirtaş'a oyunuzu verin şeklinde toplum içerisinde konuşuyordu böyle konuşması benim zoruma gitti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 'ın çağrısı üzerine ben de vatandaşlık görevim olarak düşündüm ve Alo 156'yı aradım, sanığı Fetö'cü diye ihbar ettim. Sanık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Fetö/PDY Terör örgütü hakkında haksız olduğunu, suçsuz yere bir çok insanı cezaevine attırdığını toplumda konuşurdu. Sanık Hacı Abdullah K....'ın yakın akrabaları bir anda devlet memuru oldu ve yükseldiler. Bu kişilere kendisinin yardımcı olduğunu söylerdi. Ben sanık Hacı Abdullah K...'ı tanıdığımdan bu yana yıllardır Fethullah Gülen'i savunurdu. Sanık Hacı Abdullah K....n'ın mahallede çevre sakinleri ile bir araya geldiğinde 15 Temmuz Darbe girişimini sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptırdığını, 15 Temmuz şehitlerimizi sayın Cumhurbaşkanımızın öldürttüğüne dair söylemlerini çevre sakinlerinden duydum. Sanık hakkında başkaca bir bilgim ve görgüm yoktur. Sanık Fetö'yü savunup PKK terör örgütüne oy verin deyince şehitlerimiz adına zoruma gittiği için sanığı ihbar ettim." dediği,
Tanık Mustafa Bozkurt alınan beyanında ; "Sanık benim uzaktan akrabam olur, sanık 11 yıldır Yeşilyöre´den öğretmenlik yapmıştı, 8 sene önce buradan ayrıldı, Çalıştığı dönem içerisinde ben hiç sanığın Fethullah Gülen hakkında konuştuğunu duymadım. Yine Ali Rıza Çam isimli şahsı da tanırım. Abdullah ile Ali Rıza Çam arasında bir şey yoktur ancak Ali Rıza´nın babası Abdullah'ların sülalesini pek sevmezler, babalarının araları iyi değildi. Ali Rıza sanığı sevmezdi, selam vermezlerdi." dediği,
Okul Müdür Yardımcısı Salman Malkoç'un alınan beyanında; sanığın Aktif Eğitim Sen'e üye olduğunu, öğretmenler odasında hükümet aleyhine konuşmalar yaptığını, idare olarak kendisini uyardıklarını beyan ettiği,
Tanık Salman M...ç alınan beyanında ; "Sanığı daha önce beraber çalışmamız nedeni ile tanırım. Sanık ile 2014 yılından darbe sürecine kadar birlikte çalıştık. Ben 2014 yılında Mehmet Gümüşer Lisesine atandım, atandığımda sanık orada çalışıyordu. Biz sanığın idare olarak Aktif Eğitim Sen üyesi olduğunu biliyorduk, FETÖ ile ilgili herhangi bir sözüne veya hareketine şahit olmadım. Sınıfta veya öğretmenler odasında, okulda hocamız ile ilgili herhangi FETÖ ile ilgili bir durum olmadı. Ben her ne kadar daha önceki ifademde sanığın öğretmenler odasında hükümet aleyhine konuştuğunu bizim de idare olarak Abdullah hocayı uyardığımız şeklinde geçmiş ise de böyle bir şey demedim, böyle bir şey hatırlamıyorum, emniyette başka bir öğretmen hakkında söylediğimiz husus kopyala yapıştır yapılırken sanık hakkında da geçmiş olabilir, kendisinin okul içerisinde FETÖ'yü övücü bir hareketine, hükümeti karalayıcı bir sözünü duymadım." dediği,
K.Maraş İl Emniyet Müdürlüğü'nün HTS analiz raporuna göre sanığın adına kayıtlı 0506 701 49 69 numaralı hat ile aralarında FETÖ/PDY örgüt üyeliğinden soruşturma ve kovuşturma yapılan 41 kişi ile telefonla görüştüğünün tespit edildiği,
Sanığın alınan ifadesinde; 2004-2009 yılları arasında Aksu Dershanesinde çalıştığını, Aktifsene üye olduğunu, Bankasya'da hesabının bulunduğunu, örgüt ile bağı olmadığını beyan ettiği,
Sanığın eylemlerinin bu haliyle silahlı terör örgütüne üyelik suçunun oluşmasına vücut vermeyeceği,sanığın örgüte müzahir sendikada üyelik kaydının bulunması ve dosyadaki hesap ekstrelerinden de anlaşılacağı üzere ,FETÖ/PDY terör örgütünün finansal organı olan Asya Bank isimli legal görünümlü ancak aşamalarda terör örgütünün yasadışı çıkarlarına hizmet eden finans kuruluşunda hesabının bulunması ve örgüt elebaşının talimatlarını karşılar nitelikte hesap hareketlerinin olması karşısında sanığın bu eylemlerinin FETÖ/PDY Terör Örgütü içinde ki hiyerarşik yapıya dahil olduğuna dair yeterli ve kesin delil olmasa da sanığın silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım ettiği anlaşılmakla;
Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 314/2, 220/7, 53/1 ve 3713 sayılı kanunun 5/1 maddeleri gereğince tecziyesine,
Sanığın gözaltında geçirdiği sürelerin alacağı muhtemel cezadan mahsubuna " karar verilmesi şeklinde mütalaada bulunmuştur.
DELİLLER :
1-) Kahramanmaraş ili örgüt şeması,
2-) Bylock araştırma tutanağı,
3-) Bank Asya ve diğer bankalara ait hesap dökümü,
4-) HTS analiz raporu,
5-) Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdürlüğünden gelen cevabi yazı,
6-) Sanığa ait yurt dışı giriş çıkış kayıtları, otel kayıtları,
7-) Mali Suçları Araştırma Kuruluna ait rapor,
8-) Mahkememizin 2018/424 E sayılı dosyasında Taner AY'ın beyanları ve dijital inceleme raporu,
9-) Sanık ve sanık müdafi tarafından sunulan dilekçeler ve ekindeki belgeler
10-) Kahramanmaraş İl Dernekler Müdürlüğünden gelen cevabi yazı,
11-) SGK kaydı
12-) Arama ve el koyma karar ve tutanakları
13-) Sanığa ait nüfus ve adli sicil kayıtları,
14-) Tanık beyanları, teşhis tutanakları
TANIK ALİ RIZA Ç...´IN KOLLUK AŞAMASINDA VERMİŞ OLDUĞU BEYANINDA: "Ben Hacı Abdullah K....n isimli şahsı aynı köyde yaşadığımızdan dolayı tanırım. Benim bildiğim kadarıyla öğretmendi. Hacı Abdullah K....n isimli şahıs 17/25 Aralık olayı sonrasında 16 Nisan 2017 refarandum seçimlerinde kesinlikle Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermeyin HDP'ye ve Selahattin Demirtaş'a oyunuzu verin şeklinde toplum içerisinde konuşuyordu böyle konuşması benim zoruma gitti. Yine toplum içerisinde Fetullah Gülen'in iyi bir insan olduğunu, çocuklarımızın eğitimi konusunda eğer Fetullah Gülen'in okulunda okutmak istersek yardımcı olacağını söylüyordu. Hacı Abdullah K....n Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Fetö/PDY Terör örgütü hakkında haksız olduğunu, suçsuz yere bir çok insanı cezaevine attırdığını toplumda konuşurdu. Hacı Abdullah K....'ın yakın akrabaları bir anda devlet memuru oldu ve yükseldiler. Bu kişilere kendisinin yardımcı olduğunu söylerdi. Ben Hacı Abdullah K....'ı tanıdığımdan bu yana yıllardır Fethullah Gülen'i savunurdu. Hacı Abdullah K.....'ın mahallede çevre sakinleri ile bir araya geldiğinde 15 Temmuz Darbe girişimini sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptırdığını, 15 Temmuz şehitlerimizi sayın Cumhurbaşkanımızın öldürttüğüne dair söylemlerini çevre sakinlerinden duydum. Ben bu şahsın araştırılarak gerekli işlemlerin yapılmasını istiyorum." dediği,
TANIK ALİ RIZA Ç....´IN TALİMAT YOLU İLE ALINAN BEYANINDA " Benim sanık Hacı Abdullah K....n ile akrabalık bağım yoktur, kendisi köylüm olur. Sanık 17/25 Aralık olayı sonrasında 16 Nisan 2017 refarandum seçimlerinde kesinlikle Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermeyin HDP'ye ve Selahattin Demirtaş'a oyunuzu verin şeklinde toplum içerisinde konuşuyordu böyle konuşması benim zoruma gitti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 'ın çağrısı üzerine ben de vatandaşlık görevim olarak düşündüm ve Alo 156'yı aradım, sanığı Fetö'cü diye ihbar ettim. Sanık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Fetö/PDY Terör örgütü hakkında haksız olduğunu, suçsuz yere bir çok insanı cezaevine attırdığını toplumda konuşurdu. Sanık Hacı Abdullah K....n'ın yakın akrabaları bir anda devlet memuru oldu ve yükseldiler. Bu kişilere kendisinin yardımcı olduğunu söylerdi. Ben sanık Hacı Abdullah K.....'ı tanıdığımdan bu yana yıllardır Fethullah Gülen'i savunurdu. Sanık Hacı Abdullah K....'ın mahallede çevre sakinleri ile bir araya geldiğinde 15 Temmuz Darbe girişimini sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptırdığını, 15 Temmuz şehitlerimizi sayın Cumhurbaşkanımızın öldürttüğüne dair söylemlerini çevre sakinlerinden duydum. Sanık hakkında başkaca bir bilgim ve görgüm yoktur. Sanık Fetö'yü savunup PKK terör örgütüne oy verin deyince şehitlerimiz adına zoruma gittiği için sanığı ihbar ettim ." dediği,
TANIK MUSTAFA B....T´UN 12/02/2019 TARİHLİ CELSEDE ALINAN BEYANINDA: " Sanık benim uzaktan akrabam olur, sanık 11 yıldır Yeşilyöre´den öğretmenlik yapmıştı, 8 sene önce buradan ayrıldı, Çalıştığı dönem içerisinde ben hiç sanığın Fethullah Gülen hakkında konuştuğunu duymadım. Yine Ali Rıza Ç... isimli şahsı da tanırım. Abdullah ile Ali Rıza Ç.... arasında bir şey yoktur ancak Ali Rıza´nın babası Abdullah'ların sülalesini pek sevmezler, babalarının araları iyi değildi. Ali Rıza sanığı sevmezdi, selam vermezlerdi." dediği,
TANIK SALMAN MALKOÇ'UN KOLLUKTA ALINAN BEYANINDA: " Edebiyat öğretmeniydi, 17 Temmuz 2016 tarihinde açığa alındı, Aktifsen ´e üye olduğu için açığa alındı, sonrasında ihraç edildi, uzun süredir bizim okulda görev yapıyordu, bu sendikadan istifa etmedi, öğretmenler odasında bir kaç kez hükümet aleyhine konuşmalarına tanık olduk, idare olarak uyardık, bunun dışında illegal faaaliyetine tanık olmadım." dediği,
TANIK SALMAN M.....´UN 12/02/2019 TARİHLİ CELSEDE ALINAN BEYANINDA: " Sanığı daha önce beraber çalışmamız nedeni ile tanırım. Sanık ile 2014 yılından darbe sürecine kadar birlikte çalıştık. Ben 2014 yılında Mehmet Gümüşer Lisesine atandım, atandığımda sanık orada çalışıyordu. Biz sanığın idare olarak Aktif Eğitim Sen üyesi olduğunu biliyorduk, FETÖ ile ilgili herhangi bir sözüne veya hareketine şahit olmadım. Sınıfta veya öğretmenler odasında, okulda hocamız ile ilgili herhangi FETÖ ile ilgili bir durum olmadı.
Ben her ne kadar daha önceki ifademde sanığın öğretmenler odasında hükümet aleyhine konuştuğunu bizim de idare olarak Abdullah hocayı uyardığımız şeklinde geçmiş ise de böyle bir şey demedim, böyle bir şey hatırlamıyorum, emniyette başka bir öğretmen hakkında söylediğimiz husus kopyala yapıştır yapılırken sanık hakkında da geçmiş olabilir, kendisinin okul içerisinde FETÖ'yü övücü bir hareketine, hükümeti karalayıcı bir sözünü duymadım." şeklindeki beyanları dosya içerisinde delil olarak mevcuttur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Sanık hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla mahkememize kamu davası açıldığı, atılı suçun unsurları itibarıyla sanık açısından sübut bulup bulmadığının anlaşılabilmesi için öncelikle terör tanımının ve silahlı terör örgütünün ne olduğunun ortaya konulması gerekmektedir.
A- Silahlı Terör Örgütü ve Örgüt Üyeliği Suçu
713 sayılı TMK 1 ve 7/1 ve TCK 314 ve 220 nci maddelerinde yer alan düzenlemeler kapsamında; terör örgütü; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemleri yapmayı amaç edinen, kendi içerisinde hiyerarşik bir yapısı olan bir suç örgütüdür.
Ayrıntıları Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 24.04.2017 gün, 2015/3 Esas ve 2017/3 sayılı kararında ve dairece de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere; terör örgütü üyeliği; örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi, örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ; canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Terör örgütüne üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak; Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 26.10.2017 gün, 2017/1809 Esas ve 2017/5155 sayılı kararında da ifade edildiği üzere; niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır. Örgüte üye olmak fiili bir katılma olup örgüte üye olmak için yöneticilerinin rızasının varlığına gerek yoktur, tek taraflı irade ile bile örgüte katılmak mümkündür. Bu nedenle örgüt üyeliğinin oluşumunda temel ölçü, kişinin rızasıyla örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmasıdır. Örgütle organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağdır.
Bu açıklamalar kapsamında; terör örgütü üyesi, örgütün amacını bilerek ve bu amacı benimseyerek örgüte giren, bu örgüt ile organik bağ içerisinde olan, örgütün hiyerarşik yapısında yer alan ve bu suretle örgüt tarafından verilecek emir ve talimatları yerine getirmeye koşulsuz olarak hazır olan kişidir.
Silahlı Terör Örgütüne Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme
5237 sayılı TCK 220/7’ye göre; Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir. Maddede örgüte hâkim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişinin, örgüt üyesi kabul edilerek cezalandırılması öngörülmüştür. TCK’nin 220/7’nci maddesinde “...örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, …cezalandırılır.” şeklindeki düzenlemesi ile örgüte yardım etmek fiillerden birisini işleyen herhangi bir “kimsenin suçun faili olabileceğini” belirtmiştir. Suçun faili Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabileceği gibi yabancı ülke vatandaşı da olabilir. Madde herhangi bir ayırım yapmamıştır. Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek bu suçun maddi unsurunu oluşturur. Yardım; evinde yemek yedirme, yol gösterme, bilgi vermeden barınma yeri sağlama şeklinde olabilir. Kişi silah sağlayarak örgüte yardım ediyorsa artık TCK’nın 220/7’nci maddesi gereğince değil, TCK’nın 315. maddesine göre cezalandırılacaktır. Bu suçun meydana gelebilmesinin ön koşulu yardımın örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmadan yapılmasıdır. Örgütle organik bir bağ içinde hiyerarşik yapıya dâhil olarak yardım fiili gerçekleştiriliyorsa suç, örgüte yardım suçu değil, örgüt üyeliği suçudur. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, kişinin yasa dışı örgüte kesintisiz, sürekli, uzun zaman devam eden, çeşitlilik gösteren bir yardımı olmuş ve bu eylemleri belli bir yoğunluğa ulaşmışsa bu husus o kişinin örgütle organik bağ içerinde olduğuna karine kabul edilir ve örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüte bir kere dahi bilerek yardım edilmesiyle yardım suçu oluşur. Yardımın örgüte yapılması gerekir. Kişi yakınını örgütten kurtarmak için kırsala çıkıp örgütün bilgisi ve inisiyatifi dışında alıp getiriyor ve saklıyorsa örgütün amacını gerçekleştirebilmesine yönelik bir yardımdan söz edilemeyeceğinden örgüte yardım suçu yoktur. TCK’nın diğer düzenlemelerindeki bir maddeyi ihlal varsa ancak o düşünülebilir. Örgüte yardım suçunun oluşabilmesi için örgüt çağrısı gerekmemektedir. Genel kasıt yeterli değildir. Özel kasıt ile işlenilen bir suçtur. Fail, örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlama kastıyla hareket etmelidir. Silahlı terör örgütlerine yardım suçunda yardım fiili, örgütün bizzat kendisi veya mensupları lehine gerçekleştirilebilir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.10.2012 tarih ve 2012/1234 Esas, 2012/1825 sayılı kararında da belirtildiği gibi, yardımın mutlaka örgüte ulaşması, sonuç vermesi gerekmez ve her bir fail, örgütçe verilen veya kendiliğinden üstlenilen görev kapsamında kendi fiilinin gerçekleştirilmesinden sorumlu olacaktır.
Ayrıca Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 20.12.2017 tarih ve 2017/1862 Esas -2017/5796 Karar sayılı içtihadında özetle; para yatırma faaliyetlerinin silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içermemesi karşısında örgüt üyesi olarak kabul edilmesine yasal olanak bulunmadığının, konusu suç oluşturmayan ancak örgüt liderinin talimatı doğrultusunda amaca hizmet eden faaliyetlerin yardım suçunu oluşturacağının belirtildiği anlaşılmıştır.
B- FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ve Örgüte Yardım Etme Suçu
Terör ve terör örgütünün ceza mevzuatımızdaki yeri özet olarak izah edildikten sonra FETÖ/PDY'nin hukuki konumu incelendiğinde; Yargıtay 16. Ceza Dairesi ilk derece mahkemesi sıfatıyla vermiş olduğu 24.04.2017 gün, 2015/3 Esas ve 2017/3 sayılı kararıyla FETÖ/PDY'yi; küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzerine kurulan bir maşa olarak; Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türkiye Devletini ve varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkmak ve daha sonra ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzeninin bozmak amacıyla kurulmuş, 3713 sayılı Kanunun 1. Maddesinde tanımlanan, amaca ulaşmak için silah başta olmak üzere her türlü cebir ve şiddeti araç olarak kullanan, 5237 sayılı TCK'nın 314/-2 maddesi kapsamında silahlı bir terör örgütü olarak tanımlanmıştır.
Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 26.09.2017 tarihli 2017/16.MD-956 Esas, 2017/370 sayılı kararıyla FETÖ/PDY silahlı terör örgütünü, paravan olarak kullandığı dini, din dışı dünyevi emellerine ulaşma aracı haline getiren; siyasi, ekonomik ve toplumsal yeni bir düzen kurma tasavvuruna sahip örgüt liderinden aldığı talimatlar doğrultusunda hareket eden; bu amaçla öncelikle güç kaynaklarına sahip olmayı hedefleyip güçlü olmak ve yeni bir düzen kurmak için şeffaflık ve açıklık yerine büyük bir gizlilik içerisinde olmayı şiar edinen; bir istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanıp böyle bir örgütlenmenin olmadığına herkesi inandırmaya çalışarak ve bunda başarılı olduğu ölçüde büyüyüp güçlenen, bir yandan da kendi mensubu olmayanları düşman olarak görüp mensuplarını motive eden; "Altın Nesil" adını verdiği kadrolarla sistemle çatışmak yerine sisteme sahip olma ilkesiyle devlete tabandan tavana sızan; bu kadroların sağladığı avantajlarla devlet içerisinde belli bir güce ulaştıktan sonra hasımlarını çeşitli hukuki görünümlü hukuk dışı yöntemlerle tasfiye eden; böylece devlet aygıtının bütün alt bileşenlerini ünite ünite kontrol altına almayı ve sisteme sahip olmayı planlayıp ele geçirdiği kamu gücünü de kullanarak toplumsal dönüşümü sağlamayı amaçlayan; casusluk faaliyetlerini de bünyesinde barındıran atipik/suigeneris bir terör örgütü olarak tanımlamıştır.
Bu açıklamalar doğrultusunda; FETÖ/PDY'nin nihai amacı, devletin anayasal düzenini cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olan, bu amaca ulaşmak için her yolu mübah gören, sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen gösteren, toplumun dini duygularını istismar ederek ‘Himmet’ adı altında topladığı finans kaynaklarından beslenen, istişare kurulu, ülke, bölge, il, ilçe, semt, ev imamları gibi hiyerarşik bir yapı içeren, insan gücünü, örgütsel menfaat ve ideolojisi çerçevesinde kullanıp devletin kurumlarına (yasama, yürütme, yargı erklerini) sızarak ele geçirmek, aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç haline gelmek ve siyasi/sosyal konularda kendi düşünce ekseni etrafında bir kamuoyu oluşturmak, tüm toplumu hedef alıp kendi anlayışınca terbiye etmek, karar alıcı ve politikacıları etkilemek, ulusal ve uluslararası politikalara yön vermeyi amaçlayan, cemaat, camia, hizmet hareketi, mahrem yerler, mahrem hizmet, imam, tedbir, ışık evi, çalışma evi, hususi (özel) evler, hücre tipi yapılanma, himmet, kutsal hoca payı, istişare, tart, şefkat tokadı, abi, ablalık, sadakat testi, kafalama, parlatma, mahrem toplantı, fetih, fethetme, fetih okutma, altın nesil, mütevelli toplantısı gibi kendine münhasır terminolojisi olan silahlı bir terör örgütü olduğu anlaşılmıştır.
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün; kuruluş yıllarından itibaren toplumun dini duygularını suiistimal ederek "himmet" adı altında topladığı finans ile yurtiçi/yurt dışında faaliyete geçirdiği eğitim müesseseleri üzerinden amaç ve ilkeleri doğrultusunda insan yetiştirmek, elde ettiği finans ve siyasi gücünü, örgüt ideolojisi çerçevesinde kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm anayasal kurumlarını ele geçirmek, uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç haline gelmek, devlet modeline uygun bir paralel örgütlenme ile gizlice başta siyaset, mülkiye, adliye, maliye, askeriye ve emniyet olmak üzere devletin tüm kılcal damarlarına sızarak yurt, okul, dershane ve ışık evlerinde, beyin yıkama metotları ile sorgulamayan, düşünmeyen, mutlak itaati esas alan yapıya bağlı insan tipi yetiştirmek, devlet dışında kendisine bağlı bir ekonomik sistem kurmak, şirket birlikleri ve konfederasyonlar kurarak zenginler kulübü oluşturarak ulusal ve uluslararası ticarette söz sahibi olmaya çalışmak, sendika, dernek, şirket, federasyon, vakıf ve benzeri gibi sivil toplum kuruluşları kurup ya da bu tür kuruluşları destekleyerek üyelerinde mensubiyet duygusunu pekiştirmek stratejisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. FETÖ/PDY'nin mezkur stratejisi doğrultusunda elde edilen gelir ve aidatlar örgüte önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. FETÖ/PDY örgütünün finans kaynağının kurutulması için bilerek ve isteyerek örgüte yardım yapıldığının (silah temini, fon sağlama veya diğer şekillerde) tespit edilmesi halinde bu eylemlerin cezalandırılması gerekmektedir.
BU KAPSAMDA YAPILAN YARGILAMA NETİCESİNDE;
1-) Dosya arasındaki delillerden sanığa ait Bank Asya hesap hareketleri çözümü teknik ve özel bir bilgiyi gerektirecek bir husus olmadığı değerlendirilerek bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiş, sanığın hesap hareketleri mahkememizce incelenmiştir.
Sanığın mezkur banka nezdindeki ilk hesap açılış tarihinin 25/01/2005 tarihinde olduğu, 2014 yılı öncesinde de vadeli ve vadesiz mevduat hesaplarının bulunduğu, bilhassa 22/07/2013 tarihinde 16.250 TL tutarında katılım hesabı açtırdığı, aylık bazda bakiye mevduat değerlerine bakıldığında 2014 Ocak ayı ve devamında 2013 Aralık ayı ve öncesine göre dikkat çekici bir artışın olmadığı (2013 Aralık 16.598,58- 2014 Ocak 16.678,72- 2014 Şubat 16.771,34) bu bakımdan sanığın 2014 yılı ve öncesinde mezkur bankada rutin bankacılık işlemleri gerçekleştirdiği saptanmıştır. Örgütün ikinci talimat dönemine denk gelen 2014 yılının Ağustos ayı sonu ve Eylül ayında bakiye mevduatında ciddi bir artışın olmadığı, bunun yanı sıra örgütün ilk ve ikinci talimat dönemlerinde herhangi bir katılım hesabı açma ve hurda altın yatırma işlemlerinin olmadığı anlaşılmıştır. Sanığın mezkur bankada 13/02/2015 ve 22/04/2015 tarihlerinde katılım hesapları açtırdığı görülmüş ise de bu tarihler itibari ile de örgüt liderinin talimatı doğrultusunda hareket ettiğinin söylenemeyeceği, nitekim 22/04/2015 tarihli hesabın 22/07/2013 tarihinde açılan önceki katılım hesabının devamı şeklinde olduğu, 13/02/2015 tarihli katılım hesabının da hesap kapanış tarihinin bankanın yönetiminin Devlet kontrolüne geçmesinden yaklaşık beş ay sonra gerçekleştiği, bütün bunların yanı sıra sanığın Bank Asya'nın idaresinin tamamen TMSF'ye devredildiği 29/05/2015 tarihinden sonra da 02/09/2015 ve 18/11/2015 tarihinde katılım hesapları açtırdığı, 2015 Eylül ayı itibari ile bakiye mevduat değerinin 19.208,96 TL'ye ulaştığı görülmüş olup, sanığın söz konusu bankada rutin bankacılık faaliyet değerinin 19.208,96 TL'ye ulaştığı görülmüş olup, sanığın söz konusu bankada rutin bankacılık faaliyeti kapsamında işlemlerde bulunduğu, örgüt talimatı ile uyumlu olabilecek bir eyleminin her türlü şüpheden uzak bir biçimde söylenemeyeceği değerlendirilmiştir.
2-) Sanığın Bank Asya kredi kartı ekstresi incelendiğinde 2014 yılı sonrasında da devam eden Cihan Medya Dağıtım, N-T Kahramanmaraş şeklinde harcama işlemlerinin olduğu, söz konusu harcama işlemlerinin örgütün yayın organı Zaman gazetesi aboneliğine ilişkin olduğu, sanığın savunmasında Cihan Medya olarak geçen harcamaların zaman zaman aldığı Zaman gazetesine ilişkin olduğunu söylemiştir. Sanığın Zaman gazetesine abone olma şeklindeki eyleminin örgütsel iltisakı noktasında dikkat çekici olması karşısında Yargıtay içtihatları istikametinde (Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 2017/1809 E, 2017/5155 K. İlamı da nazara alınarak) örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği, tek başına sanığın cezalandırılmasına yönelik delil mahiyetinde olmadığına kanaat getirilmiştir.
3-) Dosya arasında yer alan kayıtlardan sanığın örgütle iltisaklı olduğu için OHAL KHK'ları ile kapatılan Aktif Eğitimciler Sendikası'na üyeliğinin bulunduğu, yine KHK ile kapatılan Elbistan Eğitimciler Derneği'ne üye olduğu anlaşılmıştır. Sanık savunmasında Elbistan Eğitimciler Derneği'ne üye olduğunu kabul etmemiş, Aktif-Sen'e ise üye olduğunu, sendikanın herhangi bir faaliyetine katılmadığını ve sendikanın yapı ile bağlantılı olduğunu bilmediğini söylemiştir. Dosyada yer alan diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, sanığın örgüte müzahir sendikaya üye olma şeklindeki eylemi Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin '' örgüte müzahir sendikaya üye olmak şeklindeki eylemlerinin sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek'' şeklindeki 2017/2323 E, 2018/958 K. Sayılı ilamı da nazara alındığında aleyhine delil olarak kabul edilmemiştir.
4-) Mahkememiz'in 2017/424 E. Sayılı dosyasındaki Taner Ay isimli sanığın dijital materyal inceleme raporunda yer alan fotoğraflarda sanığın da bulunduğu, bu fotoğraflarda birkaç erkek şahsın, FETÖ yapılanmasında, genelde sohbetler sırasında yenen "maklube" adı verilen yemeği yediklerinin görüldüğü, sanığın söz konusu fotoğraflara ilişkin olarak alınan savunmasında fotoğraflardaki kişilerin aynı okulda çalıştığı kişiler olduğunu, bu ortamın okuldaki arkadaşları ile zaman zaman kendi aralarında yaptıkları toplantılar ve sohbetler olduğunu, bu sohbetlerin yapı ile alakalı olmadığını, "maklubemizi, yemeğimizi yedik, çayımızı içtik, burada devletimize, milletimize karşı bir şey yapmadık." dediği, söz konusu delilin tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın cezalandırılmasına yönelik bir mahiyette kabul edilemeyeceği, örgütsel eylem kapsamında örgütün nihai amacını bilerek hareket ettiğine dair tam bir saptamanın bu delil itibariyle yapılamayacağı değerlendirilmiştir.
5-) Mahkememizce talimat yolu ile tanık olarak dinlenen ihbarcı Ali Rıza Ç...'ın beyanında özetle, sanığın toplum içerisinde Recep Tayyip ERDOĞAN'a oy vermeyin, HDP'ye ve Selahattin DEMİRTAŞ'a oy verin şeklinde konuştuğunu, Cumhurbaşkanı'nın FETÖ terör örgütü hakkında haksız olduğunu, suçsuz yere birçok insanı cezaevine attırdığını konuştuğunu, sanığı tanıdığından bu yana örgüt liderini savunduğunu belirtmiştir. Sanık savunmasında Ali Rıza Ç...'ın beyanlarının iftiraya dayalı sözler olduğunu, Cumhurbaşkanı'na karşı bu şekilde bir ifadede bulunmadığını, Ali Rıza Ç.... ile aralarında babasına karşı geçmişten gelen ve öldürmeye gidecek kadar husumet olduğunu söylemiştir. Mahkememizce tanık olarak dinlenen Mustafa B......'un beyanlarında tanık Ali Rıza ile sanık Abdullah'ın babalarının arasının iyi olmadığını, tanık Ali Rıza'nın sanığı sevmediğini, selam vermediğini belirtmiştir. İhbarcı tanığın beyanlarının her türlü şüpheden uzak açık ve net bir olguya dayanmadığı, söz konusu isnatların sanığın örgüte sempati duyduğuna yönelik kanaatten ileri gidemeyeceği anlaşılmış olup, söz konusu tanık ile sanık arasında husumet bulunduğuna dair iddia ve anlatımların olduğu görülmüş ise de mezkur tanık beyanına sanığın örgüte sempati duyduğuna dair kanaat karşısında hukuken önem atfedildiği, zira bu hususun dosyada yer alan diğer delillerle de desteklendiği anlaşılmıştır.
6-) Sanığın çalıştığı okulun müdürü olan Salman M......'un 28/10/2016 tarihli bilgi sahibi sıfatıyla verdiği beyanında sanığın sendikadan istifa etmediğini, öğretmenler odasında hükumet aleyhine konuşmalarına tanık olduğunu ve kendisini bu hususta idare olarak uyardıklarını, bunun dışında herhangi bir bilgiye sahip olmadığını söylemiş ise de Mahkememiz huzurunda alınan beyanında sanığın FETÖ ile ilgili herhangi bir sözüne veya hareketine şahit olmadığını söylemiş, her ne kadar önceki ifadesinde sanığın hükumet aleyhine konuştuğunu ve idare olarak sanığı uyardıkları şeklinde beyanlar geçmiş ise de kendisinin böyle bir şey söylemediğini ve böyle bir şey hatırlamadığını, emniyette başka bir öğretmen hakkında söylediklerinin kopyala yapıştır sonucu geçmiş olabileceğini söylemiştir. Tanığın önceki beyanının bilgi sahibi sıfatıyla alındığı ve mahkememiz huzurunda doğrulanmadığı, kaldı ki tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde söz konusu isnatlar sanığın örgüte sempati duyduğuna dair kabulü mümkün kılmaktaysa da örgütsel eylem noktasında cezalandırılmasına ilişkin delil olamayacağı dikkate alınmıştır.
7-) Dosya içinde bulunan HTS analiz raporuna göre sanığın hakkında FETÖ/PDY'den işlem yapılan kişilerle iletişim kaydının bulunduğu görülmüş ise de içeriği tespit edilemeyen bu görüşmelerin dosya kapsamındaki diğer delillerde göz önüne alındığında tek başına sanık aleyhine delil olarak kabul edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle; Sanığın davaya konu eylemleri Yargıtay Kararları kapsamında değerlendirildiğinde, sanığın örgütün nihai amacını bildiği, örgütle organik bir bağ kurarak hiyerarşisine dahil olduğu yönünde her türlü şüpheden uzak bir delilin bulunmadığı, sanığın mevcut eylemlerinde örgüte sempati duyduğu anlaşılmış ise de örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek, sanığın terör örgütü ile organik bağ içerisinde süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylem ve faaliyetlerinin olduğuna ve atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter derecede her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı, bu eylemlerin "Üye olmamakla birlikte terör örgütüne yardım etme" suçuna da vücut vermeyeceği, sanığın Bank Asya'nın desteklenmesi yönünde örgütün talimat dönemlerinde dikkat çekici, hesap hareketlerinde olağan dışı olarak değerlendirilebilecek herhangi bir mevduat, kıymetli maden vb yatırmadığı, şüpheden sanığın yararlanacağına ilişkin evrensel ceza hukuku ilkesi de gözetilerek bu şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiği kanaatine varılarak, eylemin "terör örgütüne üye olma" suçu ve "üye olmamakla birlikte terör örgütüne yardım etme" suçunu da oluşturmadığının kabulü ile açıklanan gerekçeler ışığında sanığın müsnet suçtan 5271 sayılı CMK 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurma cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Her ne kadar sanık Hacı Abdullah K......N hakkında "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan TCK'nın 314/2, 3713 Sayılı Yasanın 5, TCK'nın 53/1, 58/9, 63. maddeleri gereğince cezalandırılması talebi ile mahkememize kamu davası açılmış ise de; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile CMK’nun 223/2-e maddesi gereğince sanığın BERAATİNE,
2-Sanık hakkında uygulanmakta olan CMK 109/3-a maddesi gereğince yurt dışına çıkmama şeklindeki adli kontrol tedbirinin KALDIRILMASINA, bu hususta Kahramanmaraş Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ve diğer ilgili yerlere müzekkere yazılmasına,
3-Sanık yönünden yapılan yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına,
4-Sanığın gözaltında kaldığı anlaşıldığından 5271 sayılı CMK 141 ve devamı maddeleri uyarınca ikameti Ağır Ceza Mahkemesinde kararın kesinleştiğinin tebliğinden itibaren 3 ay, her halde kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde tazminat talep edebileceğinin sanığa bildirilmesine (bildirildi),
Dair, yüzüne karşı verilenler yönünden tefhim tarihinden itibaren 7 GÜN içerisinde mahkememize yada en yakın mahkemeye dilekçe vermek veya zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanı zapta geçirtmek suretiyle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere (kanun yoluna başvurulmadığı takdirde karar kesinleşecektir), C.Savcısının huzurunda isteme aykırı olarak, sanık ile sanık müdafisinin yüzlerine karşı, oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
05/04/2019