Ceza Hukuku
Ceza Hukuku Nedir?
Ceza hukuku, “suç” adını verdiğimiz ve suç olarak vasıflandırılması için gerekli maddi ve manevi yasal unsurları taşıyan eylemleri cezalandıran hukuk kurallarını, suç işlenmesi durumunda suçu işleyen ilgiliye hangi cezanın verileceğine ilişkin kaideleri içermekte olan hukuk dalıdır. Belirtelim ki, Türk hukukundaki temel ceza hükümleri, 5237 sayılı. Türk Ceza Kanunu’nda ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer almaktadır. Bu kanunlarda belirtilen hükümlerin ne şekilde tatbik edileceği ve hükümlülerin cezaevlerinde cezalarının nasıl infaz edileceği hususundaki detaylar ise, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazına İlişkin Kanun’da düzenlenmiş durumdadır.
Ceza Hukukunun Amacı Nedir?
Ceza hukukunun ilgi alanı, temel olarak “suç” adını verdiğimiz fiillerin cezalandırılmasıdır. Bu bağlamda, ceza hukukunun temel amacı da saptanmış olmaktadır. Ceza hukuku, suçu önleme ve suçla mücadeleyi amaç edinmektedir.
Suç işleyen kimselere yasada öngörülenler dışında bir ceza verilemez. Anayasamızın 38’inci maddesinde güvence altına alınan bu durum, “kanunilik” ilkesiyle ifade edilmektedir. Hiç kimse, işlediği sırada suç sayılmayan ve fakat sonraki bir yasal düzenleme ile suç olması kararlaştırılan bir fiil yüzünden cezalandırılamaz. Aynı şekilde, hiç kimse, yasada öngörülen ceza şeklinden farklı bir cezaya çarptırılamaz. Hangi suça hangi cezanın uygulanacağı ve uygulanacak cezanın türü ve mitkarı da yasada yazılıdır. Yazılı olan hususların dışında bir cezaya karar verilmesi mümkün değildir. Bununla beraber, mahkemelerden verilen cezai hükümlerin daima (yasada öngörülen şekil kurallarına uygun olmak şartıyla) temyiz ya da istinaf yoluna taşınması mümkündür. Bir diğer söyleyişle; verilen cezaların yüksek mahkeme tarafından yeniden incelenmesi istenebilir, verilen kararın hukuka aykırı olup olmadığı hakkında yeniden bir inceleme yapılması ve gerekli şartların varlığında yargılamanın yenilenmesi dahi istenebilir. Tüm bu kurallar, hukuk devletinin zorunluluklarındandır.
Ceza hukukunun amacı, suç failinden (suçu işleyen kimseden) suç nedeniyle oluşmuş toplumsal mağduriyetin intikamını almak ya da bir “ibret” etkisi yaratmak değil; SUÇ İŞLEYEN KİŞİYİ ISLAH EDEREK TOPLUM HAYATINA GERİ KAZANDIRMAKTIR.
Suç Nedir?
Suçun unsurları, yukarıda gösterildiği ikiye ayrılarak incelenmektedir. Buna göre suç, “haksız” olduğu hükme bağlanmış fiil anlamına gelmektedir. Diğer bir söyleyişle, bir fiilin haksızlık yaratıyor olması suç olması bakımından yeterli olmayıp, bu fiilin “suç” teşkil ettiğinin yasada da hükme bağlanmış olması gerekir. Fiilin yasada suç olarak tanımlanması ise, ilgili hükümde suçun maddi ve manevi unsurlarının belirtilmiş olmasına bağlıdır. Maddi unsurlar; fiil, fail, mağdur, konu, uygun nedensellik bağı ve neticeden ibarettir. Herhangi hükmün ceza normu niteliğinde olabilmesi için, bu unsurlara cevaz verir nitelikte olması gerekmektedir. Manevi unsur ise, fiilin “kast” ile mi, “taksir” ile mi işlendiği noktasına odaklanmaktadır. Eş söyleyişle, manevi unsur faili niyeti ve iç dünyası ile ilintilidir. Suçun kast ile mi, taksirle mi işlendiğinin önemli olmasının sebebi, buna göre bir ceza tayini yapılacak olmasıdır.
Suç İhbarı ve Ceza Yargılaması Süreci
Türk Ceza Kanunu’nda yer alan tüm suçlar savcılık/mahkeme tarafından kendiliğinden soruşturma ve kovuşturma sürecine konu edilmez. Bazı suçlar mağdurunun şikayetine bağlı olarak soruşturulur. Şikayete bağlı olmayan suçların soruşturulması için mağdurun şikayeti aranmaksızın savcılık kendiliğinden harekete geçer. Şikayete bağlı suçlar da şikayete bağlı olmayan suçlar da, suçun işlendiği ya da suç mağdurunun oturduğu yerde bulunan Cumhuriyet Başsavcılığına ya da kolluk kuvvetlerine, veya mülki amirlere (vali/kaymakam) ihbar edilebilir. İşbu ihbar ve şikyaet, “suç duyurusu” adıyla da bilinmektedir. Bu aşamadan sonra savcı soruşturma yürütmeye başlar. Suçun işlendiği kanaatine varırsa iddianame yazar ve iddianamenin mahkemece kabulü ile kamu davası açılmış olur. Kamu davasının sonunda, yargılanan kişi aleyhine, suçu işlediğinin sabit olması mahkumiyet kararı verilir.